DEFİNE--DEFİNECİLİK-DEFİNE İŞARETLERİ-DEFİNE İŞARET ÇÖZÜMLERİ-DEFİNE HARİTALARI-HAZİNELER-DEDEKTÖR-DEFİNE ARAMA ÇUBUKLARI YAPIMI-GPR-ALTIN-GÜMÜŞ-ELMAS-TILSIM-GİZEMLER-GÖMÜ-SİKKE-CİN-EŞKİYA BELGELERİ-MEZAR TÜRLERİ-HÖYÜK-TÜMÜLÜS-KAYA MEZARI-MEDENİYETLER-EFSANELER-DESTANLAR-BÜYÜ VE BÜYÜCÜLÜK-KEHANET-ÜNLÜ EŞKİYALAR-ARKEOLOJİ-TARİHTE PARA-TAKILAR-DOĞAL TAŞLAR-DARPHANE-MÜZELER HAKKINDA BİLGİLER-DİNİMİZ İSLAM-DEFİNE HABERLERİ-TÜRK DÜNYASI-MİTOLOJİ-HEYKEL-ANTİK MISIR-ANTİKA NÜMİZMATİK-TÜRKİYEDE ARKEOLOJİ-ANTİK BÖLGELER-ANTİK KENTLER-TARİH VE TARİHİN YARARLANDIĞI BİLİMLER-HORASAN-ÖLÇÜ VE AĞIRLIK BİRİMLERİ-ÖLÇME ALETLERİ-TARİHİ TİCARET YOLLARI-EBCED HESABI-İŞARET ÇÖZÜMLERİ-DEFİNE ARAMA YOLLARI-GİZEMLİ DEFİNERİ BULMA-HORASAN ÇÖZME-KAYA MEZARLARI- MEZAR-ROMA SİKKE-BİZANS SİKKE-GREEK SİKKE-TARİHİ ANTİK SİKKE VE PARALAR-ARKEOLOJİ VE DEFİNECİLİK ÜZERİNE HER TÜRLÜ BİLGİ DEFİNE SIRLARINDA
civa ne demektir - civa nerelerde kullanılır Ortaçağ simyacıları cıvayı bir metal olarak değil, metallere parlaklık, yoğunluk. ısıl iletkenlik ve dövülgenlik özellikleri kazandıran • bir öz olarak tanıyorlardı. Metallerde, ısıtıldıkları zaman ortaya çıkan ve civa nedir, cıva nedir, civa nerelerde kullanılır, civa nedir nerelerde kullanılır, kırmızı civa resmi, civanın kullanım alanları nelerdir, civanın özellikleri, kırmızı civa resimleri, kırmızı civa nedir, hakkında bilgiler
civa ne demektir - civa nerelerde kullanılır
Ortaçağ simyacıları cıvayı bir metal olarak değil, metallere parlaklık, yoğunluk. ısıl iletkenlik ve dövülgenlik özellikleri kazandıran • bir öz olarak tanıyorlardı. Metallerde, ısıtıldıkları zaman ortaya çıkan değişikliklerin bağlandığı ikinci temel bileşen de, KÜ-KÜRT'tü. Braune, Leningrad'da 1759'un soğuk bir kış gecesi dondurmayı başarana kadar (cıva —39°C'ta katılaşır), cıvanın bir metal olduğu kabul edilmedi. Kimyasal olarak cıva. PERYODİK ÇİZELGE'nin aynı grubunda yeralan kadmiyum ve ÇİNKO'ya benzer.
Doğada bulunuşu: Cıva, bazen, filizinin yeryüzüne çıkan tabakasında doğal damlacıklar halinde bulunur. Bu yüzden Tarihöncesi insanınca da bilindiği sanılır. Aristoteles (İ.Ö. 384-322), o zamanın tek önemli filizi olan zencefreden cıva özütlendiğinden söz eder. Zencefre. kırmızı renkte cıva sülfürdür (HgS) ve uzun bir süre sülyen boyasının hazırlanmasında kullanılmıştır.
Cıva istemi 1557'de Meksika'da GÜMÜŞ'ün özütlenmesi için amalgamalama yönteminin geliştirilmesiyle arttı ve bu amaç için kaynak, Peru'daki madenlerden sağlandı. 1849'da, Kaliforniya'daki ALTIN'a hücumdan sonra gene istem artışı oldu ve bu,Kaliforniya cıva madenlerinin gelişmesiyle sonuçlandı. Hem altın, hem de gümüş özütleme işlemlerinde cıva,amal-gamaları (bk. resim) kullanıldı. Günümüzde A.B.D.. Nevada, İdaho, Arizona, Oregon ve Alaska'daki ma-denleriyle hâlâ en büyük cıva üreticisidir.
Yeryüzü kabuğunda, örneğin PLATİN ve URAN-YUM'dan daha az bulunmasına karşın, cıva yataklarının derişikliğinin yüksek olması, bu metalin çok değerli sayılmamasına yolaçmaktadır.
Özütleme: Cıva, genellikle filizinin oksijenli bir ortamda kavrulması ve ortaya çıkan cıva buharının yoğunlaştırılmasıyla elde edilir.
Oldukça kaba filiz, düşey şaftlı fırında kavrulabilir. Daha ince filizler ise, ocağın içinden havanın akmasını engellerler. Bu yüzden filiz tozunun şaft boyunca,, birbirlerine 45° meyilli bir dizi tavadan düşerek ilerlediği ocaklar geliştirilmiştir. Günümüzde bütün filizi ince toz haline gelinceye kadar öğüttükten sonra fırında kavurmak, geçerli bir sistemdir. Bu" kavurma işlemi, ya filizin bir ocaktan, dönen bıçaklı ikinci bir ocağa indirildiği çok ocaklı mekanik bir fırında, ya da dönme ekseni yatayla birkaç derece açı yapan uzun silindir biçimli döner fırında yapılır. İnce filizin kavrulmasında, oldukça büyük miktarda toz, fırın gazları yoluyla ocağın bacasına taşınır. Bu toz, yoğunlaştırma borularını tıkamaması için, alınır. Yoğunlaştırma borularında toplanan cıva, içindeki kurumdan, filtreden geçirilerek ayrılır. Bazı cıva bileşikleri içeren kurumdan, daha sonra, kireçle işlenerek metal alınabilir. Son olarak metal, vakumla DAMITMA yöntemiyle saflaştırılır.
Kullanım alanları: Cıvalı BAROMETRE 1643'te Torricelli,TERMOMETRE ise 1714'te Fahrenheit tarafından geliştirildi. Daha yakın dönemde cıva, birçok bilimsel aygıtta ve ev eşyalarında kullanım alanı buldu. Örneğin, doktorların kan basıncını ölçmek için yararlandıkları tansiyon aleti (Bk. MANOMETRE) ve kapalı ŞALTER'lerde cıva kullanılır. Başka bir kullanım alanı da, yüksek akım söz konusu olduğunda alternatif akımı doğru akıma çevirmek için yararlanılan cıva arklı REDRESÖR'dür. Ancak bu tür aygıtlar, giderek, yerlerini yari iletken aygıtlara bırakmaktadır. Cıva buharının içinden geçen elektrik deşarjıyla oluşan parlak mavi-beyaz ışık ise, floresan lambalarının temelini oluşturur (Bk. DEŞARJ TÜPÜ).
Cıvalı alaşımlara amalgam denir. En çok bilinen amalgam' %69,4 gümüş, %3,6 bakır, %0,8 çimento ve %26,2 kalay içeren bir alaşım ile cıvayı karıştırarak yapılan ve diş dolgularında kullanılan amalgamdır. Sıvı ile katı halleri arasında yayınma oluşurken, dolgu 'tutar.' Cıvanın lamalgam oluşturma özelliğinden, altın ve gümüş özütlemede yararlanılır. Cıva, tuzlu suyun ELEKTROLİZ'iyle KLOR üreten pillerde katot olarak kullanılır. Katotta açığa çıkan sodyum, hemen bir amalgam oluşturur ve sud kostik (sodyum hidroksit) olarak alınır. Cıvanın talyum metaliyle oluşturduğu amalgamm, cıvadan daha düşük bir erime sıcaklığı (—60°C) vardır; bu yüzden, düşük sıcaklık termometreleri yapımında kullanılır. Cıvalı PİL'lerin güçleri öteki pillere oranla daha çok, ömürleri de daha uzundur. Boyutlarının çok küçük tutulması gereken aygıtlarda, örneğin duyma aygıtı ve fotoğraf makina-sının ışık ölçülerinde, bu piller kullanılır.
Cıvalı piller de anot, cıva ile çinkonun- amalgamıdır: katot da yaklaşık % 5 grafit ile karıştırılmış cıva oksit'ten. (HgO) oluşmuştur.
Cıva bileşikleri, sınırlı ölçüde de olsa, endüstri ve tıp alanında da kullanılır. Cıva sülfat (HgSO..), asetilen ve sudan asetaldehit (Bk. ALDEHİT) elde edilmesinde bir katalizör işlevi görür. Bakır, cıva ve iyot'tan oluşan kompleks tuz Cu2(HgI4), ısıtılınca renk değiştiren bir ısı belirtecidir. Cıva fülminat. Hg(CNO)2, sürtünme ve şoka çok duyarlı olduğu için PATLAYICI'lar-da ateşleyici olarak kullanılır. Cıva ve bileşikleri, zehirli olmaları nedeniyle günümüzde daha az kullanılmaktadır; ama kalomel (Hg2Cl2) gibi bazı cıva bileşiklerinden mikrop kırıcı olarak yararlanılır. Fenil cıva asetat (PMA), mantarların büyümesini engellemek için tohumluk tahıllara püskürtülür. Aynı zamanda kağıt fabrikalarında balçık oluşmasını, duvar kağıdı yapışkanlarında mantar oluşumunu ve çayırlarda kalın otların büyümesini engellemek için kullanılır.
Zehirliliği: Cıva, özellikle cıva buharı ve cıva bileşiklerinin büyük bölümü zehirlidir. Bu nedenle, genellikle çevre kirlenmesi açısından tehlikeli olduğu kabul edilir. Fenil cıva asetat ile işlem görmüş tohumlar, İsveç'teki sarı yelve kuşu soyunun yok olmasına yolaçtı ve bu yüzden 1960'da yasaklandı. 1971 yılında ise, gene bu bileşikle ekim için hazırlanan tahıllık tohumu yiyen yüzlerce Iraklı öldü. Yakın zamanda buna benzer bir başka hata yüzünden, Avrupa'da binlerce ölamızlık hayvanın zorunlu olarak öldürülmesi gerekti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder