21 Kasım 2010 Pazar

TÜMÜLÜSLERİN TARİHİ SEYRİ

Anadolu’da  inşa  edilen Tümülüslerin  asıl  kökeni Avrupa yani Makedonyadır. Bu geleneği Anadolu’ya  taşıyan  medeniyet  Frigler dir. Tümülüs  geleneğinden  önce,  insanlar  kral  veya  kral  ailesine  ait  ölüleri DOLMEN tipi denilen  mezarlara  gömerlerdi.
Dolmen tipi mezarlar,  üstüne  muhtelif  toprak  taş  ve sair  malzemeler  konularak   yapay tepecik  halini alırlardı.
Friglerden  başlayan  bu gelenek  devam eden medeniyetlerce  geliştirilerek  Roma ve Bizans  dönemlerinde  modern  bir  yapıya  ulaştılar.
Frig tipi tümülüslere tiplere  klasik tip  diyoruz.  Mezar  odası ahşap, diğer  unsurlar  tamamen  topraktır. Bu tip  Tümülüslerde  yerleşim  çerçevesini kaplayan krepiz duvar  ile  mezar  odasına  geçit  veren  dramoz  tünel  bulunmamaktadır.
Grek tipi tümülüsler Friglerden  sonra geliştirilen  Tümülüslerdir. Taban etrafını çevreleyen  krapiz duvar  vardır. Tümülüs birden  fazla  oda  içeriyorsa  dışarıda  odalara  geçit  veren  dramoz  tünel  bulunur. Mezar  odaları  taş  örülüdür. Bu tipleri Anadolu’nun Pers  istilası sırasında  Pers  Satrapları da  kullanılmıştır. Her  Grek tipi Tümülüste  dramoz tünel  yoktur. Bunu  anlayabilmek  için  bir  kaç  püf  noktası  vardır.
Öncelikle  Doğu Romanın devamı olan  Bizanslılar  Tümülüs geleneğinde  bir  değişiklik  yapmadan  direkt  Romalılardan  esinlenmişlerdir. Bu nedenle  Tümülüs  odasındaki mezar  hediyeleri analiz edilmeden  o tümülüsün  Roma’mı  Bizans mı olduğu  kesinlik kazanamaz. Tamamı  taştan  inşa edilmiş tek  odalı modern  Tümülüslerdir. Bu Tümülüslerde  bol  miktarda  kaya tuzu  kullanılmıştır.

TÜMÜLÜS ANIT MEZARLARIN  İÇ YAPISI
Tümülüslerde belli bir standart yoktur. Tümülüsün yerleşimi coğrafi durumu ve ölenin unvanı ile alakalı olarak değişir. Toprağın altı karmaşık bir olaydır. Burada üç yöntem  kullanılır.
  • 1- Daha önceki çalışmalardan örnekleme yapılır.
  • 2- Toprak katmanları okunur.
  • 3- Mezar odasını tespit edecek yüksek teknolojiyi kullanmaktır.
Tümülüs yapıları birer mimari yapılardır, bu nedenle bu tür yapıları basit algılamak başarısızlığı getirir ve çözümü yine bir mimari bilgi ile olacaktır. Sonuçta kas gücüyle yapılan yapılar yine kas gücü ile çözüme kavuşturulmalıdır.  Bu güne kadar dünyada tecrübe edilmiş, arkeolojide kullanılan Tümülüs kazı sistemi vardır. Buradan yola çıkarak tecrübeler ışığında başarı yakalanmalıdır.
Tümülüs  Yapılarda  Kazı  Sistemi :
Tümülüs  yapılarda  bilimsel  olarak  iki sistem  kullanılmaktadır.
1- Çeyrek dilim  sistemi. Bu sistem  küçük  boy Tümülüslerde  uygulanır. tümülüs 4  eşit  dilime  bölünerek  güney-batı  cephesindeki dilim  alınırak  temizlenir.
2- Tünel  açma sistemi. Bu sistem  büyük boy  Tümülüslere  uygulanır  batı yönünde  başlanır. dikkat edilmesi gereken şey merkeze  doğru giderken   yön  kaybetmemek. Önce dar ,   merkeze  yaklaşıldığından genişletilmesi gerekir
Tümülüs  yapılarda  kepçe gibi  kazıcı iş makineleri  kullanmak  bir  katliamdır. Bundan  sakınınız.
Tümülüs Oda Mimarisi
 
Tümülüslerden  aranan  yapı  unsuru  odadır. Sanıldığı  gibi bu tepeciklerin  içinde 9 kulplu kazan  bulunmaz. Bu  nedenle, Tümülüslerde mezar  için  inşa edilen  odalar  birer  mimari özelliktedir. Basite  birer  yapı değildirler. Bu  yapı  tüm  doğal afetler  dikkate  alınarak günün  mimarları tarafında  inşa  edilir. İnşasında  her  türlü hesaplamalar  yapılır. Buraya  gömülecek  olan  şahıs  sıradan  bir  şahıs  değildir.  Kral  yada  kral ailesine  ait  bir  mezar  hem mimari yönden  mükemmel  olacak. Hem  gösterişli olacak  hem de  afetlere  ve  soygunlara  karşı  dayanıklı  olacaktır. Deprem  gibi afetler  bu odaları kolay  kolay  yıkamaz. Yapılan araştırmalarda mezar odasının dış  köşe  pabuçlarına  kum doldurulduğu görülmüştür. Bunun  nedeni deprem sarsıntılarına   karşı  dayanıklılığı sağlamaktır. Bugün  Japonya da  kullanılan   teknolojiye  benzer  bir  ilkel  yapı. İlkel de olsa,  antik  dönem  insanlarının depreme  karşı nasıl  bir  tedbir  alacaklarını çok  iyi bildiklerine  dair  bir  göstergedir.
Tümülüs  oda  yapılarında  işlenmiş taş  veya  ardıç  ağaçları  kullanılmıştır. İç  yüzeyide muhtelif figürlü mozaik  yada  sıva  üzerine  işlenmiş  bir  takım  motifler  yer  alır. Bu figürler  birer  tarihi belge niteliğindedir. Bunları  bilinçsizce  tahrip etmek  bu tür  bir   tarihi kaynağında  beraberinde  yok edilmesi etmektir.
Tümülüs  mezar  odasına  ait  iç  kısmı 2 ile  6  metre kare  şeklinde  değişmektedir. Bir  kısım  Tümülüslerde  1 den  fazla  oda yer  alır. Bunlar  aile  tipi olarak  bilinir. Mezar odaları yan  yana  olanlarda  bir birine  geçit  veren  girişleri bulunur. Üst  üste  olanlarda  ise  bu tür  geçitler  bulunmamaktadır.
Grek tipi bir mezar  odası, bu  yapı  harçsız kesme  taşlarla  örülüdür. Mimari bakımında  harikadır. Bazıları  içten  sıvanır  ve  sıva  üstünde  muhtelif  süsleme  motifleri yer  almaktadır. Bazıları sıvasız  sadece duvar  yüzeyine  boya  ile  motifler  yapılanları da  bulunmaktadır. Bu tip odalarda  çürüyen ve  paslanan  muhtelif  maddelerin  çıkardığı gaz  dışarıya  sızmaz  ve  hep  içeride  kalır.
Bu tür  odalar  ancak  cesedin  konulduğu  nokta  bulunarak  açılabilir, aksi halde  kazma  kürek  manile  gibi malzemelerle açılması imkansızdır.  Diğer  yönlerden  açılması imkansız. Bu tip açılımları kolaylaştırmak,  işçilik  yönünden  kazanç sağlamak  için  Batı, ve  Güney-Batı  yönünden  işe  başlamak daha  avantajlı  olacaktır.
Frig tipi Ahşap  Tümülüs  oda,  Anadolu’da  ilk  inşa edilen Tümülüs mezar  odasıdır. Bu  yapıda  lifli ardıç ağaçları  kullanılmıştır. Ardıç ağaçlarının  özelliği asırlarca  çürümeden  dayanaklı olmasıdır. Ardıç ağaçlara  kelebek  dişler  açılarak (bir ters  bir düz  şeklinde) üst  üstüne  bindirilmiştir. Bu nedenle  Tümülüs  odası  kolay açılmamaktadır. İşin püf  noktası  son  konulan  ağacın  bulunması.  Burada  dikkat edilmesi gereken  unsur, ağaçları daha erken  sökmek  için sakın  elektronik  kesiciler  yada  elle  çalışan  kesiciler  kullanmayınız, ısınma  sonucu içerideki gazın patlama  tehlikesi çok  yüksekti
TÜMÜLÜS İÇ MİMARİSİ
Toprak Tümülüslerdeki Yapı:
Bu  tüneller  yani giriş  koridorları  basit  yapılar  olarak  yapıldığından  zaman  içinde  çökmeler  oluşturmaktadır. Zaten amacı da  bu olmalı şeklinde yorumlanabilir. Bu çökmeler  sonucunda  Tümülüs  yüzeyinde  konikleşme  meydana  gelir  ve  Tümülüsün  girişini ele verir.  Bunu  tespit etmek  için  Tümülüs’ün  batı  yönlerinde  orijinal  yüzeyin  bozulmamış olması  gerekmektedir.  Burada  yeniden  hatırlatalım  Frig  tipi Tümülüslerde  dramoz  tünel  bulunmamaktadır  frig  tiplerini diğer tiplerden  ayıran  en  önemli   yüzey  özelliği,  çevresinde  krepiz  duvar  bulunmasıdır.
Toprak  Tipi Tümülüs  Katmanları  :
Dıştan  içe  doğru  sıralayalım:
1- Tümülüsün  inşasından  günümüze  kadar  oluşan   katman,  bu  katmanın  derinliği fazla  değildir.
2- Hediye  katman krala  bağlı  yerleşim  birimlerinde  getirilen  muhtelif  topraklardır. muhtelif  bölgelerden  gelen  bu toprak  çamur ile sıvanmıştır. Renk renk  bir  katman   oluşturur.
3- Ana  katman, bölgeden  elde  edilen  toprak  yığmasıdır.
4- Taş  katman  ana  koruma  katmanıdır. Çatı  şeklinde  Tümülüs’ü  korumaya  alır.
5- Kil  katman mezar  odasını  sulardan  korur. Bazen  kurutulmuş  kil  konulur ki bu  kilde  çok  serttir.
6. Bu katman  Tümülüs mezar  odasıdır.
Taş  Tümülülerdeki Yapı :
Oda yapısı  altıgen yapılıdır. Odanın üstünü bir  şemsiye  gibi kaplayan  taş kilit  tabaka  bulunur. Bu  tabaka temel  drok taşlarından  beslenerek  yukarıya  doğru bir  ters  bir  düz  olmak  üzere  harçla  örülür  ve  üstüne  kaya  tuzu  basılırdı. Bu  şekilde  mezar  odasını bir  şemsiye  gibi soygunlara  karşı  korurdu. Ondan  sonra çevreden   muhtelif  büyüklükte  taşlar  toplanılarak  yapay  bir tepe  oluşturulur.
Katmanları dıştan  işe  doğru sıralayacak olursak. Bunlar;
  • Çevrede toplanmış taş katmanı
  • Koruma tabakayı bağlayan drok taşlar ( Bu taşlar iri ve moloz taşlardır.)
  • Koruma taş kilidi
  • Mezar odası
  • Temel

TÜMÜLÜS DIŞ MİMARİSİ

Tümülüsler  bilindiği üzere  toprak  yığma  yada taş  yığma  şeklinde inşa edilmiştir. Bu  kadar  malzemenin  üst  üste  taşınmasının  nedeni; görkemli bir  yapı  ve  soygunlara  karşı bir  koruma  oluşturmaktır. Bu tür  malzemeler  iki  kısımda  incelenilir.
1- Hediye  katmanları; bölgede  hüküm süren  bir  kral  ölmüş ise, bu  krala  bağlı  şehir  ve  yerleşim  yerlerinden  halk tarafında  getirilen  topraklar önce  çamur  hale getirip yoğrulur  ve  mezar  yapının  üstü bununla  sıvanır, taş  ise yine  aynı şekilde  taşınarak  sadece olduğu  gibi ana  katmanın  üstüne  bırakılırdı. Dış  görüntüsü bir  huniyi andırır.
2- Ana  katman; Temel, sunak ve  mezar  odasını kaplayan  muhtelif   soygunlara  karşı  koruma  tabakaları  yer  alır. Biz  bunları  iç  yapıda  anlatmaya  çalışacağız.
Frig  Tipi Tümülüslerde dış kısım tamamen  dışarıdan  getirilen  muhtelif  toprağın  çamur  haline evrilerek ana  tabaka  üzerine  sıvanmasında  oluşmuştur.
Burada  çamur derken; Toprak  uzaklardan  taşınma  imkanına  sahip,  ancak  suyun   uzaklardan  taşınması  mümkün  olmadığından,  Tümülüsler   bol su kaynaklarına  yakın  yerlerde  inşa edilmiştir.  Bu  unsur  çok  önemlidir.

Bizanslılara  Tümülüs  örneğinde yüzey  kısmı tamamen  dışarıdan  taşınan  moloz  taşlardan  oluşmuştur. Romanın  devamı olan  Bizans  kültüründe  Tümülüsler  Roma  döneminden  esinlenerek  inşa  edilmiş ve  Roma  ile  neredeyse  aynı özelikleri taşır. Bu tiplerin  aynı zamanda  toprak  tipleri de  mevcuttur

Grek( Yunan) Tipi bir  Tümülüs dış  yüzeyi tamamen   dışarıdan  getirilen  hediye  topraktan  yapılan  çamurdan oluşmuştur.  Tümülüs  yerleşim  tabanı moloz  taşlardan  oluşan  krepiz  duvar  bulunmaktadır. Bu duvarın  amacı tümülüste  kullanılan  toprak  malzemenin  dışarıya  yayılmasını önlemektir.

Pers Tipi : Yüzeyi dışarıdan  getirilen  muhtelif  taş  ve  topraktan  oluşmuştur. Perslerde  yüzeye  fazla  itina  gösterilmediği  gözlemlenmektedir. Pers tipleri Grek  tiplerinden  esinlenerek  inşa  edildiğinden  taban  kısmında  krepiz  duvar  yer  alır, zamanla  bu duvar  toprak  altında kalmış  şu an  gözükmeyebilir 50-100 cm  kadar  kazıldığında  gözükmeye  başlar.

Roma  tipi : tamamen  taşıma  moloz taşlardan inşa  edilmiş, günün modern  Tümülüs  yapılarıdır.

TÜMÜLÜS NASIL İNŞA EDİLDİ ?
Kral  ve  kral  ailesi öldüğünde  cesedin  gömüleceği yer, öncede  jeofizik olarak  keşfedilir. Burada  iki önemli konuya  dikkat  edilir. Soygun  ve  muhtelif  doğal afetlere karşı  muazzam  bir koruma  oluşturmak.  Antik  dönemlerde  insanlar  inançları gereği kullandıkları  ve  sahip  oldukları  muhtelif  eşyaları  ile  birlikte  defin edilirdi. Mezar soygunlarını göz  önünde  bulundurmak  zorundaydılar.
Tümülüs inşasında  ilk  işlem  tümülüsün  inşa edileceği yer  seçimidir;
1- İnşa yeri  kullanılacak suya  yakın  olmalı. (Tümülüslerde kullanılan malzemenin 2-3  katı  kadar  su  kullanılmıştır. Antik dönemde  su taşıma kolay olmadığından  Tümülüsler  suya  yakın bir  yer  seçimi yapmak  zorundaydılar).
2- Deprem, heyelan ve  erozyona  karşı dayanaklı olmalı. Zemin etüdü yapılırdı.
3-Soygunlara  karşı Tümülüs  başka  yerleşim  noktasından  izlenir durumda  olmalıydı. Bu  jeofizik  işlemler  bittikten  sonra  inşa edilmeye  başlanır.
a- Önce  temel  atılır, temel moloz  taşlardan  oluşur ve  bir  kolon  gibi üstte  gelecek  yapıyı koruyacak şekilde  sağlam inşa  edilirdi.
b- Yeteri miktarda taşlar  kesilir, bölgeye  taşınır  ve  cesedin  konulacağı  yer  açık  bırakılmak  üzere, üzerine  gelecek  binlerce  tonluk  ağırlığı  taşıyacak ve  çökmeyecek  şeklide bir  hesaplama  yapılır, bütün  yük yan  duvarlara  verilmek  üzere  inşa edilirdi.
c-Girişe   muhtelif  hediye  ve  inançları gereği  kurban  sunmak  için  sunak  inşa edilir. Sunak  yapısı  bir düzlem  taş yapıdır.
d- Yukarıdaki işlemler  bittikten  sonra,   ceset ve hediyeler  oda  içine  bırakılarak, oda  kapatılır,  Mezar odası  yağmur  ve  kar  sularından  etkilenmemek  üzere üstü önce  kille  sıvanır, yanlarına  kum  bırakılır esnek bir  durum  oluşturulur, bunun  üstü   muhtelif  moloz  taşlarla  örülür ölen  insanın  değerine  göre  bu katmanın  kalınlığı artar.
e- Başka bölgeden  topraklar  taşınır. Bu toprak  çamur  yapılarak  taş  koruma  tabaka  sıvanır, (Tümülüslerde  kullanılan  malzemenin 2-3  katı  kadar  su  kullanılmıştır, Antik dönemde  su taşıma kolay olmadığından  Tümülüsler  suya  yakın bir  yer  seçimi yapmak  zorundaydılar,)
f- Krala  bağlı  yerleşim  yerlerinden  hediye  toprak  getirilir. Bu topraklar da  aynı şekilde  çamur yapılarak  sıvanırdı. Bu  katman farklı renklerden oluşur.
g- Tümülüs taşlardan  oluşacak ise  yine  oda  inşasından  sonra, koruma  tabakası  oluşturulurdu. Bu  tabaka    kelebek  kilidi şeklinde  olurdu. Bir  düz  bir ters  taş  koymak suretiyle  örülür. Harç sertleşsin  diye  kaya tuzu  kullanılırdı.
h- Huniyi andıran  bir tepe  şeklinde  tüm  işlemler  biter.
ı- dıştan  içe  doğru sıralayacak  olursak. Tümülüs  katmanları;
  • Hediye katmanı
  • Bölgede elde edilen toprak katmanı (inşa katmanı)
  • Taş koruma katmanı
  • Kil katmanı
  • Mezar odası
  • Temel

TÜMÜLÜS NASIL KEŞFEDİLEBİLİR?
Bir tepenin  Tümülüs  olup olmadığına aşağıdaki genel bilgiler  kullanılarak kesin  karar  verilmelidir.
1- Yakınında  su  kaynağı varsa.
2- Hakim  bir tepe, vadiye  bakan  yamaç  yüzeyinde  yada  düz  yerde  her taraftan  rahat  gözüküyorsa.
3- Yakın mesafe  içerisinde  yerleşim  yeri yada ibadet edilen  mekan  varsa.
4- Yüzeyinde küp, çanak, çömlek, kül, kiremit ve  tuğla  gibi malzemeler  yoksa,
5- Huni şeklinde  tepe  açısı dar  ise.
Bu beş  koşulu  taşıyan yapay tepecikler  Tümülüs  yapılardır.
TÜMÜLÜS TEHLİKELERİ
 
Tümülüs yapılarda beklenen  tehlikelerin  başında  zehirlenme  olayı  gelir. Mezar  odası  o kadar  sağlam ki içeride  yanan  metal, çürüyen  cesette  ait  gazlar  kendiliğinden  temizlenmez  ve  oda  içinde  kalır. Açarken  buna  dikkat  edilmediği zaman  ölümle  sonuçlanabilecek  kadar  tehlikelidir. Oda açılırken  mutlaka  kazla  karşılaşılacağı  unutulmamalı, gaz  maskesi kullanılmalı  gaz  bir  aralık  açılınca  hemen  o alanda   hızlıca  uzaklaşmalıdır. Odada birken  gaz  çeşitli yöntemlerle  temizlenebilir. Nasıl  bir  yöntem  kullanırsanız  kullanınız  gaz  maskesi, plastik  eldiven  olmadan  mezar  odasında  objeler  toplanmamalıdır.
Frig Tümülüslerinde  su tuzakları vardır.  Yamaç yüzeyine  inşa  edilen  Tümülüslerde  buna  dikkat  edilmelidir. Su  gözü  çıkma  ihtimaline  karşı  bir  çok  yöntem  kullanılır. Bunlardan  biri tanesi kazı tümülüsün  boyuna  göre  dik  yapılmasıdır.
Tümülüslerdeki objeler mutlaka  ama  mutlaka  plastik eldiven  kullanılarak  toplanmalı, aksi  halde  zamanla  tedavisi mümkün  olmayan  hastalıklara  yol  açmaktadır.
Tümülüslerde açılan  tünelin  çökme  tehlikesine  karşı,  şu  tedbirler  uygulanmalıdır; tünel  açılacaksa  çökme  tehlikesini aza  indirmek  üzere  taban geniş  tavan  tabana  göre  dar  olmalı  örneğin: temel 2  metre  ise  tavanı 1.5  metre  olmalı  yüksekliği bir  insanın  içinde  rahat  edebilecek  kadar geniş  olmalı gerektiğinde  ağaç dayanaklar  kullanılmalıdır.
TÜMÜLÜSLERDE KAZI SİSTEMİ
1- Çeyrek Dilim  Sistemi : Bu sistem  küçük  boy tümülüslerde  uygulanır. Tümülüs 4  eşit  dilime  bölünerek  güney-batı  cephesindeki dilim  alınarak  temizlenir.
2- Tünel  Açma Sistemi : Bu sistem  büyük boy  tümülüslere  uygulanır  batı yönünde  başlanır. Dikkat edilmesi gereken şey merkeze  doğru giderken   yön  kaybetmemek. Önce dar, merkeze  yaklaşıldığından genişletilmesi gerekir
3-  Derin ve geniş Yarma Sistemi : Bu sistem  küçük  boy  tümülüslerde  batı-doğu eksenine  derin  yarma, büyük  boy  tümülüslerde  ise  yine  çeyrek  dilime  yakın  güney-batı  cephesini kucaklayan   geniş yarma .
Yukarıda  anlattıklarımızın  haricinde  Tümülüslerde  tehlike  yoktur. Unutmayınız  tılsım  gibi bir  safsata yoktur.




KISA BİLGİ
Tümülüs Latince bir sözcük olup (çoğulu tümüli), bir mezar ya da mezarlık içeren, toprak yığılarak oluşturulmuş tepeciklere verilen addır. Höyük ve kurgan (Orta-Asya’da) da denilen tümülüs yapma geleneğine sahip ulusların sayısı fazla değildir. Bunlara en çok Anadolu’da, Trakya’da , Orta Asya’da, Rusya’da ve Meksika’da rastlanır.
Traklar’ın mezarları bu şekildedir. Trakya’nın en görsel anıtları tümülüslerdir. Trakya’nın tek düze doğal yapısını süsleyen ve ona bir hareketlilik getiren tümülüslerin tam bir envanteri çıkartılmamıştır. Genel olarak mezarın üzerine yapılan her türlü yükselti tümülüs olarak adlandırılsa da, yapıldıkları döneme, tepenin ve mezar odasının biçimine, niteliğine, ölünün gömülüş şekline göre mezar tepelerinin değişen geniş bir çeşitlenmesi vardır.
Mezarın yerini bir tepe ile belirleme geleneğinin bilinen ilk örnekleri Avrasya steplerinde, MÖ 4. bin yılın başlarına aittir; kurgan olarak da adlandırılan bu mezar tepelerinin altında, ölü basit bir çukur ya da ahşap bir odaya yerleştirilmiştir. Bu geleneğin, steplerden gelen etki ile, Trakya’ya ilk olarak MÖ 3. bin yıl içinde girdiği bilinmektedir. Trakya’nın Tunç çağ mezar tepeleri, daha sonraki dönemlerin tümülüslerine göre daha basık ve yayvan, çoğu kez de 2-3 m yüksekliğindeki tepeciklerdir; ancak Bulgaristan’ da ender olarak yüksekliği 7 metreyi bulanlar da vardır. Tepelerin dolgu¬lanm toprak değil taş oluşturduğundan, bunlan “Taşlıtepe” olarak tanımlamaktayız. Bu tür mezar tepelerinde ölü, tepenin altındaki bir çukura, ve çoğu kez uzun olarak yatırılarak gömülmüştür. Tepenin değişik kesimlerinde münferit mezarlara da rastlanır. Taşlıtepeler tek olabilecekleri gibi, bazen tümülüs mezarlığı gibi, sayıları 30′u bulan topluluklar da oluşturabilir.
İlk Demir çağ’ dan itibaren mezar tepeleri daha sivri ve konik bir biçim almış, dolgularında taş ile birlikte killi toprak da kullanılmıştır. Demir Çağı’nın ilk kısmına tarihlenen mezar tepelerinde gene ayrı bir mezar odası yoktur; ölü toprağa açılmış ve ahşap ile kaplanmış bir odanın içine yatırılmıştır. Orta Demir Çağı’ndan itibaren mezar odası ya da taş lahidi olan gerçek tümülüsler görülmeye başlar. Bu tür tümülüsler için genellikle uzaktan görülebilen sırt ve yamaçlar tercih edilmiştir İkili ya da üçlü tümülüsler yaygın olmakla birlikte, tümülüs mezarlığı şeklinde sayıları dokuz ile otuzaltı arasında değişen gruplara da rastlanmaktadır. toplu tümülüs mezarlıklarının, daha eski bir kutsal alanın üzerinde yer aldığı görülmektedir.
Bintepe’deki Alyattes’in tümülüsü ile Nemrut Dağı’ndaki tümülüs Anadolu’nun bilinen en büyük tümülüsleri arasında yer alır. Frigyalılara ait tümülüsler de olmakla birlikte tümülüs yapımı daha çok Lidyalılar’da önem kazanmıştır. Aynı bölgede 100 Lidya tümülüsüne rastlanmıştır. Anadolu’nun en büyük tümülüsü olan Alyattes’inkinde 16 tonluk taş bloklar kullanılmıştır. Şamanist Türk ve Moğol boylarında ayrıca, Dünya Dağı’nı temsilen, “oba” adı verilen, taş yığınlarından kurgan (yapay tepe) oluşturma geleneği çok yaygındır.
bunlara bağlı olarak anadolunun birçok yerinde  bu yığma tepeler bulunmaktadır.
bu yığma tepelerin bir kısmı taş yığma ve diğer bir kısmıda toprak yığma tepeler olarak 2.ye ayrılabilir
tümülüs çeşit olarak şeklen birçok değişik şekilleride mevcudtur bazılarını doğal tepelerden ayırmakda oldukça zordur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder